MUHTASAR İLMİHAL
39 da asla doğru değildir. Bu husustaki Âyet-i Kerîme’yi çokları yanlış tefsir ve izah ediyor. Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri bu hu- sustaki Âyet-i Kerîmeyi: “Allâh, hidâyeti isteyip, hidâ- yeti dileyenlere hidâyeti; dalâleti isteyip, dalâleti dile- yenlere de dalâleti halkeder” diye tefsir ve îzâh etmiş- ler ve şöyle buyurmuşlardır: “Ezelde Ahmed cennetlik, Mehmed cehennemlik diye zât ve şahıs üzerine bir hüküm yoktur. Ancak el- biseler biçilmiş; (İman, itaat, nur elbiseleri biçilmiş) bu elbiseleri giyenler cennetliktir, denilmiş. Ayrıca küfür, isyan, zulmet elbiseleri biçilmiş, bunları giyenler de ce- hennemliktir, denilmiştir. Kul, irâde-i cüz’iyyesiyle bu elbiseleri seçmekte tamamen serbest bırakılmıştır. Binaenaleyh, insan irâde-i cüz’iyyesi ile bunlardan hangisini seçer ve giyerse oraya gider.” Kul, bütün fiillerinden kendisi mes’ul olduğuna göre artık kulun yapması gereken isyan etmek değil, mu- kadderâta boyun eğmek ve başa gelene râzı olmaktır. Bununla beraber görünür görünmez belâlardan bizi koruması, sıhhat ve âfiyet içinde bir ömür vermesi için Cenâb-ı Hakk’a yalvarmak da üzerimize düşen mü- him bir vazifedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir ha- dîs-i şerîflerinde, “ Sadaka vermek belâyı defeder, ömrü uzatır ” buyurmuşlardır.
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=