MUHTASAR İLMİHAL

31 dan beri onları hiç sevmezdi. Hazret-i İbrâhim Aley- hisselâm’ın dîni üzere Allâh’a ibâdet ederdi. Zaman zaman Mekke civarında bulunan Hirâ dağına gider, Allâh’ın kudret ve büyüklüğünü düşünürdü. Allâh’ın kendisine tâ ezelde ihsân ettiği aşk ile muhabbet de- nizine açılır, kalbinde yanan tevhid nûrunun pırıltıları içinde Allâh’ı zikrederdi. Peygamberimiz yine bir gün, Hirâ mağarasında iken Cebrâîl aleyhisselâm Allâh’ın emri ile ona pey- gamberlik vazîfesini bildirmeye geldi. İnsanlığın kurta- rıcısı ve Allâh’ın sevgilisi Hazret-i Muhammed sal­ lallâhü aleyhi ve sellem’e: “Oku!” dedi. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) “Neyi okuyayım” dedi. Cebrâîl (a.s.) Peygamber Efen- dimiz’i tutup sıktı, sonra bıraktı. Cebrâîl (a.s.) tekrar: “Oku!” dedi. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) “Neyi okuyayım” dedi. Cebrâîl (a.s.) tekrar Peygamber Efen- dimiz’i tutup sıktı, sonra bıraktı ve üçüncü defa: “Oku!” dedi. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) “Neyi okuyayım” dedi. Cebrâîl (a.s.) tekrar Peygam- ber Efendimiz’i üçüncü defa tutup sıktı, sonra bıraktı. Böylece Cebrâîl (a.s.) tarafından kendisine mânevî bir ameliyat tatbik edilmiş oldu. Sonra Cebrâîl (a.s.), “Seni yoktan var eden, tedrîcen terbiye edip büyü- ten, kemâle ulaştıran Rabbinin ism-i şerîfi ile oku.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=